Menü Kapat

Yapay Zeka ve Avukatlık Mesleğinin Geleceği

Avukatlık ve Yapay Zeka

A. GİRİŞ

İçinde bulunduğumuz teknoloji ve internet çağında gelişim ve değişim gittikçe hızlanarak devam etmektedir. Bu gelişmelerin odak noktasında yer alan kavramlardan biri olan yapay zekanın hayatımızdaki yeri ise gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Yapay zeka, yalnızca robotlar şeklinde değil; akıllı asistanlar, uygulamalar ve algoritmalar gibi farklı görünüş şekilleri ile karşımıza çıkmaktadır.

Birçok işi insanlardan çok daha hızlı, verimli ve doğru şekilde yapabilen yapay zekalar, yakın gelecekte bazı mesleklerin ve iş kollarının tamamen yok olmasına, bazılarının ise kökten değişikliklere uğramasına sebep olacaktır. Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan ‘Mesleklerin Geleceği 2020’ raporunda 2025 yılına kadar 85 milyon işin kesintiye uğrayacağı, ancak aynı sürede 97 milyon yeni rolün ortaya çıkacağı öngörülmüştür[1].

Büyük bir değişimin muhakkak olduğu alanlardan birisi ise hukuk meslekleridir. Özellikle son yıllarda gittikçe artan avukat sayısı, düşük ücretlerle niteliksiz şeklinde tanımlanabilecek işleri yapmak zorunda kalan avukatların sayısının artmasına yol açmıştır. Yapay zekanın bu tip avukatlığa olan ihtiyacı ciddi ölçüde azaltacağını öngörmek mümkündür. Mevcut duruma bakıldığında, avukatlık mesleğinin yok olacağını söylemek mümkün olmamakla birlikte, mesleğin gereksinimlerinin değişeceğini, avukat sayılarında bir azalma yaşanacağını söylemek mümkündür. Bu yazıda yapay zeka alanındaki gelişmeler doğrultusunda avukatlığı ve avukatları gelecekte bekleyen hususlar ele alınacaktır.

B. YAPAY ZEKA VE AVUKATLIK

  1. Yapay Zeka Nedir?     

Yapay zeka, normalde insan zekası gerektiren işlerin, farklı teknolojilerin kullanımı ile insan zekasını taklit ederek gerçekleştirilmesi şeklinde tanımlanabilir. Yapay zeka, kendini tekrar eden, bir algoritmaya bağlanabilen işleri; çok daha kısa sürede, daha doğru ve daha iyi bir şekilde gerçekleştirebilmekte ve bu yönü ile öne çıkmaktadır. Son yıllarda gittikçe gelişen teknolojiler sayesinde, insan zekasını taklit etmenin yanı sıra, öğrenebilen ve kendini geliştirebilen yapay zeka algoritmaları yaygınlaşmaya başlamıştır.

Bunu mümkün kılan önemli kavramlardan birincisi, makine öğrenmesi (machine learning) şeklinde adlandırılan algoritmalardır. Makine öğrenmesi algoritmaları sayesinde yapay zeka, her bir konu için önceden programlanmaya ihtiyaç duymadan, kendi kendine insanlara benzer şekilde öğrenme gerçekleştirilebilmektedir. Günümüzde yapay zekanın bu denli gelişmiş işlemleri kolaylıkla yapabilmesinin en önemli sebeplerinden biri ise makine öğrenmesinin bir alt dalı olan derin öğrenmedir (deep learning). ‘Yapay zekanın alt tabanı[2] olarak da tanımlanan derin öğrenme ise yapay sinir ağlarının kullanımı ile eldeki verilerden yeni veriler elde edilmesidir. Yapay sinir ağları sayesinde insan beyninin çalışmasına benzer, ancak insan beyninden daha güçlü yapay sinirsel bir sistem elde edilebilmektedir. Derin öğrenme sayesinde yapay zeka, çok büyük veri kümelerini ezberleyebilir, bunları analiz edebilir ve çıkarımlar yaparak yeni bilgiler üretebilir hale gelmektedir.

  1. Yapay Zekanın Avukatlık Mesleğine Etkileri

Açıklandığı üzere makine öğrenmesi ve derin öğrenme metotlarıyla gittikçe daha karmaşık işleri yapabilir hale gelen ve inisiyatif kullanabilen yapay zeka, her alanda olduğu gibi hukuk alanında da daha etkin bir rol almakta ve bu süreç gittikçe hızlanmaktadır. Avukatlık mesleğinin önemli bir kısmı mevzuatın araştırılması, kararların, doktrinin ve eldeki olayın/belgenin incelenmesi ve bunların sonucunda somut olaya uygun olan çözümün uygulanmasını içermektedir. Bu noktada yapay zeka, özellikle analiz ve tespit aşamalarında insanlara kıyasla çok daha yüksek performans sergileyebilmektedir. ‘LawGeeks A.I’ adlı bir algoritmanın 20 başarılı avukatla karşı karşıya geldiği bir çalışmada yapay zeka, avukatların ortalama 92 dakikada ve %85 doğruluk oranında yapabildiği işi, 26 saniyede ve %94 doğruluk oranında yapabilmiştir[3]. Bu çarpıcı sonuç, yapay zekanın yaratabileceği büyük farkı gözler önüne sermektedir.

Yapay zekanın aynı işi, daha hızlı ve daha güvenilir bir biçimde yapabiliyor olması, avukatlık mesleğinin sonu geldiği ve avukatların yerini tamamen robotların ve algoritmaların alabileceği anlamına gelmemektedir. Neticede avukatlık, bir sözleşmenin incelenmesinden çok daha fazlasıdır. Avukatlık mesleğinin insani ve entelektüel yönleri, onu özel kılan unsurlardır. Bu açıdan insan ilişkilerinin kurulması, mahkeme duruşmalarına katılmak, empati kurmak ve müzakere kabiliyetleri gibi yönleriyle avukatlığın, insanlar tarafından da icra edilmeye devam edilmesi gerekecektir. Mevcut duruma bakıldığında yapay zeka ve insanların birlikte çalıştığı, avukatların çeşitli algoritmalar ve robotların yardımıyla daha kolay bir şekilde işlerinin önemli bir kısmını yapabileceği bir geleceği öngörmek mümkün gözükmektedir.

2016 yılında New York kökenli Baker & Hostetler hukuk firmasının IBM tarafından geliştirilen ROSS adlı yapay zekayı işe alması[4], insanların ve yapay zekanın hukuk alanında birlikte çalıştığı geleceğe güzel bir örnek oluşturmaktadır. Bir hukuk firmasında çalışan ilk yapay zeka avukat olan ROSS, şimdilik dava duruşmalarına girmemekle birlikte, avukat meslektaşlarının sorularını cevaplamakta ve işlerini daha hızlı bir şekilde gerçekleştirebilmeleri için onlara yardımcı olmaktadır. Bir ilk olan ROSS’un son yapay zeka avukat olmayacağı ise kesindir. İlerleyen yıllarda yapay zeka avukatlara çok daha fazla rastlanacak ve bu durumun sonucunda ihtiyaç duyulan avukat sayıları azalacaktır.

C. SONUÇ

Yapay zeka, makine öğrenmesi ve derin öğrenme gibi metotlar ile insanların günlük hayatlarında son derece önemli bir rol oynamakta ve gelecekte bu rolün öneminin gittikçe artacağı beklenmektedir. Avukatlık mesleği de, diğer birçok meslek gibi yapay zeka çağının gerektirdiği dönüşüm ve değişimlere uyum sağlayacaktır. Gelecekte mevcut avukat sayısından oldukça daha az miktarda bir sayıda gerçek kişi avukat, müvekkillerin ihtiyaçlarını karşılayabilecektir. Bu sebeple hem dünyanın birçok noktasında hem de dünyanın en kalabalık barosu olan İstanbul Barosuna ev sahipliği yapan ülkemizde avukat sayılarında ciddi bir azalma yaşanacağını öngörmek mümkündür.

Sayıca daha az olmakla birlikte yapay zeka ve diğer yeni teknolojilerle entegre olan bu yeni nesil avukatlar, entelektüel ve insani yönleri ile öne çıkan bir avukatlık mesleğini icra edeceklerdir. Şu anda ortalama bir avukatın saatlerce sürede yapabildiği işlerin dakikalarda yapılabileceği gelecekte, son kontrolleri ve dokunuşları yapan gerçek kişi avukatlar, mutlaka var olmaya devam edecektir.

Yararlanılan Kaynaklar

[1] World Economic Forum, ‘The Future of Jobs Report 2020’, 2020, s. 29.

[2] Bozkurt, Armağan/Bak, Başak ‘Yapay Zeka’, Futurist Hukuk, Aristo Yayınevi, 2018, s. 6 vd.

[3] Jeffrey, Cal ‘Machine Learning Algorithm Beats 20 Lawyers in NDA Legal Analysis’, 2020, techspot.com.

[4] Liberatore, Stacey, ‘IBM ROSS Becomes World’s First Artificially Intelligent Attorney’, 2016, dailymail.com

Yazar           
tibetseheri@gmail.com