A. GİRİŞ
Günümüzde internet kullanımındaki artış göz önüne alındığında, internet ortamı üzerinden yapılan yayınların ve sağlanan içeriklerin hukuka uygunluk durumu oldukça önem teşkil etmektedir. Öyle ki internet ortamında yayınlanan içeriklerin büyük kitlelere ulaşması sadece saniyeler sürmektedir. Hal böyle olunca, yapılan yayınların hukuki bir denetime tabi tutulma zorunluluğu gündeme gelmiştir. Zira kişilik hakkı ve özel hayat internet ortamında daha kolay ve sık ihlal edilebilir bir hale gelmiştir. Bu kapsamda, internet ortamında gerçekleşen kişilik hakkı ihlalinin ve özel hayatın gizliliğinin ihlalinin önlenebilmesi adına hukukumuzda öncelikle 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un (“İnternet Kanunu”) ile çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.
Bu yazıda, İnternet Kanunu ve 31 Temmuz 2020 tarihli ve 31202 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7253 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Değişiklik”) kapsamında İnternet Kanun’unun “İçeriğin Yayından Çıkarılması ve Erişimin Engellenmesi” başlıklı 9. maddesi ve “Özel Hayatın Gizliliği Nedeniyle İçeriğe Erişimin Engellenmesi” başlıklı 9/A. maddesi yapılan değişikliklerle birlikte değerlendirilmiştir.
B. KİŞİLİK HAKKI İHLALİNİN ÖNLENMESİ
- Kişilik Hakkı İhlali Nedeniyle İçeriğin Yayından Çıkarılması ve Erişimin Engellenmesi
İnternet Kanunu’nun, “İçeriğin Yayından Çıkarılması ve Erişimin Engellenmesi” başlıklı 9. maddesi, internet ortamı üzerinden sunulan içeriklerin insanların kişilik hakkını ihlal etmesi durumunda kişilik hakkı ihlal edilen kimsenin başvurabileceği hukuki yolları ve buna ilişkin usulleri, herhangi bir başvuru durumunda içerik sağlayıcının[1], yer sağlayıcının[2] ve erişim sağlayıcının[3] yükümlülüklerini ve bu yükümlülüklere uyulmaması durumunda uygulanacak yaptırımları düzenlemektedir.
Öncelikle kişilik hakkının ve kişilik hakkı ihlalinin ne olduğunu açıklamakta fayda vardır. Kişilik hakkı, kişinin hayatı, bedeni varlığı, sağlığı, hürriyeti, şerefi ve onuru, resmi ve görüntüsü, siyasi eğilimi, aile hayatı, sosyal ve mesleki kimliği gibi kendi kişiliğine bağlı tüm bu değerler üzerindeki hakkıdır. Kişiliğe bağlı hakların korunmasında kişinin üstün menfaati vardır. Günümüzde gerçek ve tüzel kişiler kişilik hakkına sahiptir. Hukuk düzenleri, kişinin kişilik haklarına yönelik her türlü ihlali önlemeyi amaçlamaktadır. Kişilik haklarına ilişkin her türlü saldırı kişilik haklarının ihlali niteliğinde olup hukuk düzenlerince bu ihlallerin önlenmesi ve herhangi bir kişilik hakkı ihlali durumda ihlali gerçekleştiren kişi ve veya kuruma yaptırım uygulanması gerekir.
Yargıtay, kişiye hakaret edilmesi, küçük düşürme, kişi hakkında gerçek dışı dedikodu yayılması, mesleki ve ticari itibarının zedelenmesi gibi saldırıları kişilik hakkı ihlali olarak nitelendirmektedir[4].
Değişiklikle 1,3 ve 5. fıkralarda yer alan “içeriğe erişimin engellenmesini” ibaresi “içeriğin çıkarılmasını ve/veya erişimin engellenmesini” şeklinde değiştirilmiştir. Buna göre içeriğin çıkarılması, internet ortamı üzerinden kişilik hakkı ihlali niteliğinde olan içeriğin silinmesi işlemidir. İçeriğin çıkarılması işlemi ancak yer sağlayıcı veya içerik sağlayıcı tarafından gerçekleştirilebilir. Erişimin engellenmesi ise İnternet Kanun’u kapsamında herhangi bir internet sitesinde bulunan içeriğin, kişilik hakkı ihlali niteliğinde olması durumunda ilgili içeriğin URL’sinin erişime kapatılması veya bu şekli ile ihlali ortadan kaldırmaya yeterli olmaması durumunda internet sitesinin tamamına erişimin engellenmesini ifade etmektedir.
İnternet Kanun’una göre, internet ortamında herhangi bir kişilik hakkının ihlal edildiğini öne süren gerçek veya tüzel kişi, içerik sağlayıcısına veya buna ulaşamaması durumunda yer sağlayıcısına başvurarak içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebilir. Hemen belirtelim ki, İnternet Kanun’u kapsamında, içerik, yer ve erişim sağlayıcıları, yönetmelikle belirlenen esas ve usûller çerçevesinde tanıtıcı bilgilerini kendilerine ait internet ortamında kullanıcıların ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak bulundurmakla yükümlüdür.
Bu başvurudan sonra kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek veya tüzel kişinin talebinin, ilgili içerik sağlayıcı ve/veya yer sağlayıcı tarafından yirmi dört saat içerisinde cevaplandırılması zorunludur.
Bunun yanı sıra, kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek veya tüzel kişi, doğrudan sulh ceza hakimliğine başvurarak, içeriğin çıkarılmasını ve/veya erişimin engellenmesini de talep edebilir. İnternet ortamında yapılan yayının kişilik hakkını ihlal ettiğini ileri süren kişinin talebi doğrultusunda hâkim tarafından bir inceleme yapılır ve ihlal tespit edilmesi durumunda hâkim tarafından içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine karar verilebilir. Hâkimin bu madde kapsamında vereceği karar esas olarak içeriğin yapıldığı yayınlandığı bölüme ilişki bir URL adresinden ibaret olmalıdır. Esasen tüm bir internet sitesine yönelik engelleme yapılmamalıdır.
Ancak ilgili yayına/içeriğe erişiminin engellenmesi kişilik haklarına yönelik yapılan ihlalin ortadan kaldırılmasına yetmeyecek ise hâkim doğrudan tüm internet sitesine yönelik olarak erişimin engeline karar verebilir. Hâkim, kişilik hakkı ihlal edildiğini iddia eden kişi tarafından yapılan başvuruyu en geç 24 saat içinde duruşma yapmaksızın karar bağlar. Hâkimin bu madde kapsamında verdiği karar doğrudan birliğe gönderilir. sulh ceza hakiminin vereceği bu karara 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu (“CMK”) hükümleri çerçevesinde itiraz edilebilmektedir. Hâkim tarafından internet sitesine erişimin engellendiği durumlarda, ihlale konu olan içerik yayından kaldırılır ise sulh ceza hâkimin verdiği karar doğrudan hükümsüz hale gelecektir.
Hakim verdiği içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararlarını doğrudan Erişim Sağlayıcıları Birliği‘ne (“Birlik”) gönderilir. Birlik aracılığı ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcıya gönderilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereği derhâl veya en geç dört saat içinde ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Belirtmek gerekir ki değişiklikten önce erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmesinin erişim sağlayıcı tarafından yapılması öngörülmüştü. Değişiklik ile, verilen erişiminin engellenmesi ve/veya içeriğin kaldırılması kararının yerine getirilmesi sorumluluğu erişimim sağlayıcı ile birlikte yer ve içerik sağlayıcının da üstüne bırakılmıştır.
Değişiklik ile, 9. fıkradan sonra gelmek üzere madde metnine 10. fıkra eklenmiştir. 10. fıkraya göre, İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talep etmesi durumunda hâkim tarafından, başvuranın adının bu madde kapsamındaki karara konu internet adresleri ile ilişkilendirilmemesine karar verilebilir. Kararda, Birlik tarafından hangi arama motorlarına bildirim yapılacağı gösterilir. İlişkilendirilmeme kararı verilebilmesi İnternet Kanun’unda yapılan önemli değişikliklerden biridir. Bu sayede mevcut kişilik hakkı ihlalinin sonuçları daha kesin olarak ortadan kaldırabilecektir.
İnternet Kanun’unun 9. maddesinde düzenlenen bir diğer önemli husus ise hakim tarafından verilen içeriğin çıkarılması ve/veya içeriğin engellenmesi kararına konu kişilik hakkı ihlaline ilişkin yayının, hakimin karar verdiği internet sitesi dışında başka bir internet sitesinde yayımlanması durumuna ilişkindir. Bu kapsamda, hakim tarafından kişilik hakkı ihlali olarak nitelendirilen yayın için tekrar mahkemeye başvurmasına ve tekrar karar alınmasına gerek yoktur. Değişiklik ile birlikte kişilik hakkı ihlal edilen kişi tarafından Birliğe müracaat edilerek farklı internet sitelerinde de mevcut kararın uygulanması istenebilir. Böylece hakimin verdiği ihlal kararının ve içeriğin çıkarılması ve/veya içeriğin engellenmesi kararının yalnızca bir URL veya internet sitesi için değil, diğer internet siteleri içinde uygulanabilecektir
Bu madde kapsamında yapılan son değişiklik ise 11. fıkraya ilişkindir buna göre, kanunun önceki metninde yer alan “…süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi” ibaresi, yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları şeklinde değiştirilmiş ve fıkranın son hali şu şekli almıştır; Şayet sulh ceza hâkimi tarafından İnternet Kanunu’nun 9. maddesi kapsamında bu maddeye uygun ve süresinde yerine getirmeyen içerik, yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları, beş yüz günden üç bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
- Özel Hayatın Gizliliği Nedeniyle İçeriğe Erişimin Engellenmesi
Özel hayat, en genel şekliyle kişilerin kendine özgü yaşayışı, yaşama tarzı, kendisini ilgilendiren tutum ve davranışı olarak tanımlanabilir. Özel hayatın gizliliği, temel bir insan hakkı olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesi ile Anayasanın 20. maddesinde “Herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.” denilerek koruma altına alınmıştır. Özel hayatın gizliliği, kişisel faaliyetlerin toplumun diğer bireyleri tarafından bilinmesinin istenmediği noktada başlar. Yargıtay, özel hayatın, “kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamını içerdiğini…” kabul etmektedir[5].
Bu kapsamda, İnternet Kanunu’na 2014 yılında eklenen 9/A maddesi, özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi hususunu düzenlemektedir. Böylesi bir düzenleme, temel hak ve özgürlüklerin internet ortamında korunması açısından faydalı ve gereklidir.
9/A maddesine göre, İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (“Kurum”) doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilir. Yapılan bu başvuruda, ihlale neden olan yayının tam adresi (URL), neden hakkı ihlal ettiğine ilişkin açıklama ve kimlik bilgilerine yer verilir. Bu bilgilerin eksiksiz ve doğru olarak başvuruda yer almaması durumunda başvuru işleme konulmayacaktır. Yapılan başvuru, Birlik aracılığı ile erişim sağlayıcıya bildirilir. Erişim sağlayıcı tedbir talebini en geç dört saat içinde yerine getirmek ile yükümlüdür.
Erişimin engellenmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayın, kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak (URL şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanır. Özel hayatın ihlali niteliğinde olan kısmın erişime engellenmesi ölçülüdür, aksi bir tutum ise ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil edecektir.
Erişimin engellenmesini talep eden kişiler, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğinden bahisle kuruma yaptıkları içeriğin engellenmesi talebinden itibaren yirmi dört saat içinde bu taleplerini sulh ceza hâkiminin kararına da sunmalıdır. Hâkim, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edilip edilmediğini değerlendirerek vereceği kararını en geç kırk sekiz saat içinde açıklar ve doğrudan Kuruma gönderir; aksi hâlde, erişimin engellenmesi tedbiri kendiliğinden kalkar.
Hâkim tarafından verilen bu karara karşı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı tarafından CMK hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.
Erişimin engellenmesine konu içeriğin yayından çıkarılmış olması durumunda hâkim kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Böylesi bir durumunda söz konusu işlemin takibini ilgilisinin yapması daha doğru olacaktır. Zira Hâkimin veya Birliğin işlemin akıbetini takip edebilmesi pratik açıdan, başvuru çokluğu göz önüne alındığında mümkün olmayacaktır.
Özel hayatın gizliliğinin ihlaline bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde doğrudan Başkanın emri üzerine erişimin engellenmesi Kurum tarafından yapılır. Bu maddenin sekizinci fıkrası kapsamında Başkan tarafından verilen erişimin engellenmesi kararı, yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkiminin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar.
C. SONUÇ
Günümüzde internet kullanımının yaygınlaşması ile birlikte birçok sosyal medya ve internet kullanıcısı, paylaştığı veya ürettiği içeriklerin hukuksal boyutunu düşünmeden ve/veya bilmeden paylaşım yapar veya içerik üretir hale gelmiştir. Bu kapsamda başta sosyal medya platformları üzerinden yapılan paylaşımlar ve diğer internet içerikleri kişilik hakkını ihlal eder nitelik taşıyabilmektedir.
İnternet ortamında kişilik hakları ihlallerine neden olan içeriğin yayından çıkarılması veya içeriğe erişimin engellenmesi için ilgili kişinin yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı veya içerik sağlayıcıya başvurabilmesi mümkündür. Kişilik hakkı ihlal edildiğini iddia edilen kişinin talebi sağlayıcılar tarafından yirmi dört saat içerisinden değerlendirilir. Bununla birlikte, kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişi doğrudan sulh ceza hakimliğine başvurarak ilgili içeriğin yayından kaldırılması veya erişimin engellenmesi kararı verilmesini de talep edebilir. sulh ceza hakiminin ilgili kişinin talebini yirmi dört saat içerisinde, dosya üzerinden yapacağı bir inceleme ile karara bağlar.
Özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişinin izlemesi gereken ise biraz daha farklılık göstermektedir. Bu kapsamda, özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişi Kurum’a başvurarak ilgili yayının URL adresine erişimin engellenmesi kararı verilmesini isteyebilir. Karar Birlik aracılığı ile erişim sağlayıcıya gönderilir. Erişim sağlayıcı bu tedbir talebini en geç dört saat içerisinde uygular. Bununla birlikte erişimin engellenmesini için Kurum’a başvuran kişiler, Kurum başvuruda bulundukları talepten itibaren yirmi dört saat içinde erişim engeli taleplerini sulh ceza hâkiminin kararına da sunmalıdır.
Bu kapsamda, yapılan değişikliklerle birlikte de internet ortamında yapılan yayınlar ile hak ihlaline maruz kalan ilgili kişilerin yaşadığı mağduriyet kısa süre içerisinde ve kesin olarak bertaraf edilebilmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar
[1] İçerik sağlayıcı; internet ortamında kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişileri ifade etmektedir.
[2] Yer sağlayıcı; hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği İnternet Kanunu’nun 8. Ve 9. Maddelerine göre haberdar edilmesi durumunda yayından çıkarmakla yükümlüdür.
[3] Erişim Sağlayıcı; kullanıcılara internet ortamına erişim olanağı sağlayan her türlü gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder.
[4] “Kişiye hakaret edilmesi, küçük düşürme, kişi hakkında gerçek dışı dedikodu yayılması, mesleki ve ticari itibarının zedelenmesi gibi fiiller kişilik hakkı ihlali olarak nitelendirilmelidir.” Yargıtay 4. HD., 08.11.2012, E.2011/13161, K. 2012/16461, (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası), Aynı yönde Bkz. Yargıtay 4. HD., 20.11.2012, E. 2011/13640, K. 2012/17385, (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası)
[5] Yargıtay 4. HD., 23.06.2010, E.2009/8119, K. 2010/7573 (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası)